Çürümüş insanlığımızın otobiyografisi

Geçmişe dönüp bakmak çoğumuz için huzursuzluk veren bir eylem olarak görülür. Hele ki geri de bir savaş ve milyonlarca kayıp bıraktıysan ‘huzursuzluk’ kelimesi içinizden geçenleri tam anlamıyla ifade eden kelime olmaz. Tate Modern’de sergilenmekte olan ‘Conflict –Time – Photography’ sergisi huzursuzluğun yerine koyacağımız kelimeleri görselleştirip, zihinlerimizde canlı hale getiriyor.

Edward Steichen, fotoğrafın misyonunu açıklarken onun yani fotoğrafın, “İnsanı insana ve kendisine tanıtan bir araç olarak bilindiğini görmek istiyorum,” der. Geldiğimiz noktaya baktığımız da bunun tam olarak neresinde olduğumuz sorgulanabilir. Ancak sergiye gidip gezerken kendi kendinize vereceğiniz cevap belli ‘zamanın tam içindeyim’…  I. Dünya Savaşı’nın sonundan günümüze uzanan bir panorama.

Galerinin içine adımınızı attığınız ilk dakikadan, çıkacağınız an’a kadar göreceğiniz şey gerçeğin ta kendisi. Korkanlar, kaçanlar, vatanı için savaşmak zorunda kalanlar, atom bombasının verdiği kalıcı hasarlar, yakınımızda gerçekleşen olaylar ve haritada nerde olduğunu bilmediğimiz topraklarda yaşanan katliamlar… Çürümüş insanlığımızın bir otobiyografisi.

Tate Modern’in fotograf küratörü bu sergiyi oluştururken iki olayı kendine ilham kaynağı olarak almış. Bunlar, Amerikalı yazar Kurt Vonnegut ve Hiroşima. Kurt’ü ilham almasının nedeni, onun II. Dünya Savaşı’nda Almanya’da esir düşmesi ve Dresden şehrinin bombalanmasına şahit olması olur. Yaşadığı bu trajedi Kurt’ü derinden etkileyerek dünyada büyük yankı uyandıracak bir roman Slaughterhouse-Five olarak ortaya çıkmasına sebep olur. Hiroşima’nın ilham olmasının nedeni ise uzun yıllara yayılan bir yok oluş ve parçalanma hikayesinin ana karakteri olması.

Fotoğraflar çok akıllıca bir dizilime sahip. İlk adımınızda görecekleriniz gök yüzünde ki bulutları anımsatan cinsten fotoğraflar olsa da kenarlarındaki açıklamarı okuyunca yüzünüze sağlam bir yumruk yemiş gibi olacaksınız. Aldığınız ilk şokla bir diğer galeriye geçeceksiniz sizi zamanın tam olarak tanığı olan bir saat karşılayacak. Japon sanatçı Shomei Tomatsu tarafından fotoğraflanan ‘Time’ fotoğrafı. Nagazaki’de ölen binlerce sivilin  deyim yerindeyse zamana düşülmüş kayıtı niteliğinde. 11:02, tarihe düşülen kara bir leke diye düşünürken gözleriniz ‘Arap Baharı’nın etkilerine dalacak. Barışın hakim olacağına dair naif inancınızın nasıl yerle bir olduğunu göreceksiniz. Sokaklarda zafer çığlıkları atan milyonların şimdi ne halde olduklarını çok net karşılaştırabileceksiniz.

Bir biri içine geçmiş her galeri bir öncekinin devamı niteliğinde savaşın bugünü, yarını, 10 yıl sonrası ve 80 yıl sonrasını çok net gözler önüne seriyor. Sizin ise tek yapmanız gereken vicdanınızla bu fotoğraflara bakmak ve egolarımızın bizi ne hale getirdiğini görmek.

TUĞBA ÜLGER – LONDRA