İngiltere genel seçimleri son yılların sonucu belli olmayan seçimi olarak adlandırılıyordu. Anketler ülkenin iki büyük partisinin muhafazakarlar ile işçi partisinin seçimi baş başa götüreceği ve bir koalisyon hükümetin yüksek ihtimal olduğu sürekli konuşuluyordu. Seçim günü geldi çattı ve sonuç tam tersi oldu. Tahminler fos çıkmıştı.

David Cameron önderliğindeki muhafazakarlar tek başına iktidarlığı kazanmayı başarmıştılar. İşin matrak tarafı onlarda bu işe şaşıp kalmıştı. 300 milletvekile razıyken 331’i bularak parlemento çoğunluğunu sağlarlar. Olan yine gariban halka olacak çünkü Cameron’nin yapacaklar listesinde yine yoksul kesimi etkileyecek kesintiler olacak.

Muhalefet ise seçim sonuçları tam bir fiyaskoydu. İşçi partisi 2010 genel seçimlerden daha kötü bir oy alarak seçimi parti lideri Ed Milliband’ın istifası ile bitirir. Koalisyon ortaklarından Liberal Demokratlar ise 50 civarındaki milletvekili sayısı bu seçimlerle beraber tam anlamıyla bir darbe yiyerek 8 milletvekili amortiye razı olur. Bu neticeyle parti lider Nick Clegg’de istifa kervanina katilir.

İngiliz basınında özellikle son bir yıldır en az 5-10 milletvekilli arası çıkarma kapasitesi olduğu belirtilen Birleşik Krallık Bağımsızlık partisi ise 1 milletvekili ile seçim sezonunu kapatmış olur. Parti lideri Nigel Farage’de milletvekili seçilemeyerek istifa eder ama (güya partililer ısrar etmiş gitme eyleme diye) bu kararından vaz geçer ve genel başkanlığa geri döner.

Seçimin gizli galibi aslında İskoç Ulusal partisi olur. Nicola Sturgeon liderliğindeki parti tarihi başarıya imza atarak İskoç parlementosundaki 59 sandalyeden 56’sina sahip olurlar. Referandumda kaybettikleri ‘bağımsızlık’ oylamasını seçimlerle rövanşını almış oldular. Bu sonuç ardından iskoçya’nın bağımsızlık yoluna doğru tekrar bir adım olacağı belirtiliyor.

Bu süpriz sonuçlarla beraber bir seçimi daha geride bıraktık. Önümüzdeki 5 yıl ne gösterir bilenmez ama bir taraftan Avrupa Birliği’nden ayrılma referandum tartışmaları diğer taraftan İskoçya’nın bağımsızlık söylemleri göze alındığında ülkenin geleceğini etkileyecek bir seçim sonucu gerçekleşti. Bu da belki Birleşik Krallığına veda anlamına gelebilir ki son başbakan olarak da Cameron yer alacağı benziyor.

HUSSAIN KAYA – LONDRA