‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun? sorusu hepimizin çocukken karşılaştığı soruların başında geliyor. Öğretmenlik, Doktorluk gibi klasik meslekler dışında çocuk dünyasına girince korsancılıktan tutunda prenses olmaya kadar meslek grubları geniş bir yelpazeye yayılabiliyor. Bu yelpazeyi 20.yy İngiltere’sinde yaşayan Charles Burgess Fry adlı vatandaş baya geniş tutar. O kadar geniş tutarkı ‘Büyüyünce ne olmak istiyorsun? sorusu adeta onun için hiç bir anlam ifade etmez. İşte İngiliz spor tarihinin gelmiş geçmiş en enterasan adamın hikayesi…
Yetenekli insanlara ‘Allah vergisi’ yakıştırması yapılır. Charles’da öyle bir yetenek patlaması yaşarkı nasıl bir özgüveni varsa artık adam adeta saha kalkar ve neredeyse yapmadığı spor dalı kalmaz. Bu saha kalkış Oxford üniversitesinde başlar. Üniversite yıllarında başlayan spor macerasında okulun futbol, kriket ve atletizim takım kaptanlığını yapar. Başarılarından dolayı ‘Lord Oxford’ lakabını alır. Bu unvan yetmiyormuş gibi kendini rugby, boks, golf, yüzme, tenis ve cirit atmada gösterir. Kısacası çok yönlü bir sporcuydu.
1893 yılında uzun atlamada 7.17m’lik derecesiyle dünya rekorunu kırar. 1894 yılından 1908 tarhine kadar ingilizlerin bir başka ata sporu olan kriket ile spor hayatı sürdürken profesonel futbolculuğa adım atar. Futbol kariyerinde ülkenin köklü kulüplerinden Southamptan ile Portsmouth’un formalarını terletir. Sporun dışında kendini başka alanlardada göstermek ister.
Gazeteciliğe el atar. Daily Express ile Evening Standard gibi gazetelerde köşe yazarlığı yapar. Hatta 10 yıl boyunca kendi ismini taşıyan bir dergi çıkarır. Burada erkek moda giyiminden tutunda haritaların nasıl okunması gerektiği gibi konuları ele alarak yazar. İngilizce yetmiyormuş gibi arada bir Latince ve Yunanca şiirlerde kaleme alırdı.
Şansını siyasette değnemek ister. Üç kez milletvekili adayı olur ama seçilemez. Kendi ülkesinde giremediği siyaset dünyasına başka diyarlarda kapı açılır. Birinci dünya savaşı sonrası bağımsızlığını kazanan Arnavutluk ülkeye Kral arıyordu. Kral kriterlerinde yıllık geliri 10 bin sterlin olan bir ingiliz beyfendiyi ülkenin tahtına oturması için bir kral arayışı içindeydi. Fry bütün kriterlere uymasına rağmen yeterli parası olmadığından tahta oturmak ona nasip olmaz..
Charles Fry “Tüm zamanların en kabiliyetli adamı” olarak İngiliz spor tarihine damgasını vurmuştu. Bir İngiliz meslektaşı Charles için “Yeterince siyasetçiler, aktörler ve yazarlar var. Ama sadece bir tane CB Fry olacak” sözleriyle böyle bir karizmatik adamın dünyaya bir daha gelmiyeceği belirtir.
Şimdi yazının başlığında süperman geçiyor ama yazının içersinde bununla ilgili bir bilgi yok diye soruyorsunuz sanırım. Süperman lakabı Fry’in spor ve diğer alanlarda daldan dala atlaması onun bu lakabı almasında rol oynamış olabilir diyerek hikayemiz son bulur.