Wimbledon’li yarim gel tenis oynayalım

İngilltere spor tarihinin raflarını yine karıştırırken bu sefer sizlere futbolun dışındaki diğer branşlarda ne var ne yok diye bir bakalım dedik. Kısmet bizim geleneklerde fazla yer edinemeyen ‘tenis’e çıktı. 19.yy’dan bugünümüze kadar oynanan bu (sosyetik) oyunda İngilizlerin parmağı olmasa zaten şaşırırdık. Adamlar yüz yılların turnuvası olarak adlandırılan Wimbledon’ı tenis dünyasına armağan ederler. İşte 142 yıllık Wimbledon’nin pek bilinmeyen ilginç hikayeleri…

“BU OYUN TUTMAZ HACI”Wimbledon

Sene 1877. Aylardan Temmuz. Tenis oyununu daha ilk günlerindedir. Batı Londra’da bulunan Wimbledon semtinde bir tenis turnuvası düzenlenir. Hedef turnuvayı tenis dünyasına sunmaktı. İki semtin çocuğun kapıştığı final karşılaşmasında Spencer Gore rakibi William Marshall’i 48 dakikalık kısa bir süre içinde 6-1, 6-2 ve 6-4’lük setlerle yenerek turnuvanın ilk şampiyonu olur. Genç tenisçi bir kupa ile eski İngilz altını ‘guineas’ ile ödüllendirilir. İlk şampiyon’nun sözleri ise pekte alışık olmadığımız şeklinde olur. Gore turnuvada bir gelecek görmediğini ifade ederek, “Bence bu iş tutmaz hacı çünkü açık havada tenisin tadı yok tuzu yok biraz can sıkıcı bir oyun” diyerek tenisin ömrünü fazla olmiyacağına kanat verir. Atalarımızın ‘büyük lokma ye büyük söz söyleme’ sözü herhalde Spencer içinde geçerli olacak ki tenis popülitesini artırır. Neticede Wimbledon dünyanın en prestijli turnuvalarından biri haline gelir.

KRAL EŞOFMANLARINI GİYİP KORTA İNER

İngiliz Kraliyet ailesinin eksik olmadığı bir tören, şenlik ve turnuva bulunmuyor. Ailecek Wimbledon’ı izlemeye geldiklerinde kendilerine ayrılan kraliyet locasında karşılaşmaları izliyor. Bir kraliyet üyesi bu önceliği başka boyutlara taşır. Dönemin York Dükü (sonradan Kral VI.George olur fotografdaki) 1926 yılında turnuvaya katılmaya karar verir.york duku george

Çift erkeklerde arkadaşı filo komutanı olan Sir Louis Greig ile birinci turdan dahil olurlar. Rakipleri ihtiyar delikanlılar Arthur Gore (58) ile Herbert R.Barnett (52) ile eşleşirler. Tecrübe gençlere karşı üstün gelir. Gore ile Barnett kraliyet maliyet dinlemeyip 6-1, 6-3 ve 6-2’lik setlerle kolay bir galibiyet elde ederler. Neticede dükün tenis oynamaya hakimiyeti düklüğüne yakışmayacak derecedeydi. Böylece daha ilk turda elenirler. Başka bir dönemde olsa bu mağlubiyet karşısında bir kral veya bir padişah bu saygısızlığa karşı kazananları zindanlara atar hatta kellelerini bile uçurmuştular. Bu hezimet sonrası Kraliyet ailesinin sporcu olarak katıldığı ilk ve son Wimbledon turnuvası olur. Zaten Kraliçe II.Elizabeth bile Wimbledon’a ömründe üç kez gelip gitmişliği vardır.

HUSSAIN KAYA – LONDRA