Virginia Woolf, “Bütün büyük yazarlar arasında Jane Austen’in mükemelliğini yakalamak çok zordur.” diye bahseder. Herhalde Virginna’ye hak vermemek ayıp olur. İngiliz edebiyatının dünyaya armağan ettiği isimlerin başında gelen Jane Austen hikayelerinde hayata dair anekdotlar yer alır.

Austen’ın insanoğlunun doğasına ilişkin gözlemleri bugün bile güncelliğini korur halde.Öyle ki onu için 19.yy Güzin Ablası demek yanlış olmaz. İngiliz yazar bizleri, daha çekici bir dünyada nasıl yaşanır konusunda bilgilendiriyor. En önemliside iyi bir insan nasıl olunurun küçük noktalarla resmini sunuyor.

Austen’ın yazılarının günümüz okuyucuları tarafından hala benimsenmesinin temel sebebleri arasında onun yazı dilindeki zekası ve zarifliğinde yatıyor. Hikayelerindeki karakterleriyle okuyucular arasında kolayca bağlantı kurabiliyor. Northanger Manastır’nda kahvaltı yaparken veya günün yorgunluğunu Mansfield Park’ta İngiliz çayı ile beraber pasta yerken, sevilen karekterlerinden Mrs Bennett ile akşam yemeğini geçirirken aslında günlük hayatınızdan birer parça bularak biranda öykünün kahramanlarından biri olabiliyorsunuz.

Anlayacağınız bir kararsızlığa düşerseniz veya sizi motive edecek sözlere ihtiyaç duyarsanız Jane Abla’nız yanınızda size düşen tek görev haliyet-i ruhiyenize en uygun romanı bulup okumak.

Ama sizi büyük bir dertten kurtarmak adına dara düştüğünüzde aklınızın bir köşesinde bulundursanız iyi olur dediğimiz Jane ablamızın tavsiyelerini sıralayalım. İşte karşınızda Jane Austen’in penceresinden hayata dair 5 maddelik ipuçları

1) Sevdiniz şeyleri yapın ve hiçbir zaman pes etmeyin

19.yy İngilteresi’nde kadınların yazması bile sakıncalı bulunuyordu. O dönemin sosyal ve ekonomik sıkıntılarına rağmen Jane Austen hikayelerini yazmayı başarmıştı. İlk başlarda kitaplarını yayınlayacak bir yayınevi bulamadı. Hatta kitabı okumadan kapıdan geri çevrilirdi. Ancak o hiç pes etmedi ve biriktirdiği parasıyla kitabını yayınlattı. Bundan sonra yayınevleri onun için sıraya girdi. Yani Jane Abla’mız ne istediğinin bilincindeydi ve hedeflediği mutluluğun peşinden giderek istediğini elde etti. Eğer kendiniz için hic birşey yapmazsanız o zaman bir beklenti içine de girmeyin.

2) Hayata gülümseyin

Jane Austen küçük şeyler de bile mutluluk bulabiliyordu. Hikayelerinde bizlere hayatın ne kadar zor, acı ve bıktırıcı olabileceğini anlatıyor ama karamsarlığa hiç düşmeyerek hayatın tadını çıkarmamız gerektiğini de söylüyor. Nasıl olsa dünyaya bir defa geliyoruz ve gülmeyi unutmamız gerektiğinin altını kalın çizgilerle çiziyor.

3) Kendinizin öğretmeni olun

Bütün hikayelerinde bilinçli birey olmanın önemine dikkat çekiyor. Doğruyu yalandan ayırt ederek zayıf yönlerimizi bulmamız yönünde bizleri uyarıyor. Her şeyden öte yaptığımız yanlışlıkları kabul ederek, bunlardan ders çıkararak bu hataları düzeltmemiz gerektiğini, bu sayede mutlu sonla bitecek hikayemizi yazabileceğimiz telkininde bulunuyor.

4) Sevdiğinizle evlenmek yetmez

Tabi evlenecek çiftleri de tavsiylerinin arasında es geçmiyor. Bir evlilikte sadece sevmenin yetmiyeceğine dikkat çekerek tam bir aşk ve saygı çevceresinde bir evliliğin gerçek mutluğu getireceğini vurguluyor. Ama onun ‘evlilikte mutluluk tamamen şansa dayalıdır’ sözünü de unutmamakta fayda var.

5) Hayatın tadı ailenin dışında oluşturduğunuz dostluk bağlarındadır

Austen insanları karakteriyle, sözleriyle veya görüntüsüyle değil de yaptıkları ile yargılaması gerektiği konusunda uyarıyor. Unutmayalım ki günümüzde gerçek bir dost bulmak zor. Hayatı daha da güzelleştiren şeyler dostluklardır. İşte Austen’ın dostluk üzerine sarf ettiği sözler “Dostluk sızıyı dindiren bir merhemdir…”

HUSSAIN KAYA – LONDRA