“Çayın saati mi olur biz İngiliz miyiz?” sözünun aslı 19 yy İngiltere’sine dayanıyor. Çay literatürüne ‘beş çayı’ olarak nam salmış fikrin sahibi Bedford Düşesi Anna Maria aittir. İşte bir milletin çay sevgisine bir vakit belirleyen Anna Maria bacının hikayesi…
19 yy İngiltere’sinde akşam yemeği genelde 7 ile 8:30 arasında yenilirdi. Kahvaltı ile akşam yemeği arasına hafif bir öğle yemeği eklenir ama insanları pek fazla tok tutmazdı. Bedford Düşesi Maria’da bu uzun yemek saati aralarına fazla dayanamayarak birgün ikindi vakti saat 4 gibi yardımcılarından bir bardak çay, bir kaç dilim ekmek, yağ ve tatlı olarak da bir dilim pasta getirilmesini ister. Birkaç gün sonra bu devamlılık haline gelir.
Kısa zaman sonra Düşes Maria arkadaşlarını beş çayına davet etmeye başlar. Beş çayı uygulaması halk tarafından rağbet görülmeye başlanarak ülke geneline hızlıca yayılır. Adeta bir sosyal etkinlik haline gelir.
“ÇAYIN SALLAMASI MI OLUR? HER ŞEYİ SALLA AMA ÇAYI DEMLE HACI”
Annelerimizin yaptığı altın günleri düşünürsek. O dönem ki beş çayı’da tam olarak altın gün havasında geçiyordu. Orta ile zengin sınıf kesminin lady’leri büyük süslü şapkaları, farklı desenli eldivenleri ve göz alıcı kıyafetleriyle ile bir zaman sonra beş çayı kendi aralarında şıklık yarışına dönüştürürler. Her hafta farklı arkadaşların evlerinde bir araya gelerek saat 4 ile 5 arasında çay ile sohbet keyfi yaparlardı. Gelende sofralarda küçük sandviçler, İngiliz çöreği olarak bilinen reçel ve krema ile sunulan ‘scones’ bulunurdu. Gümüş caydınlıktan hint veya seylan çayı demlenerek porselen bardaklarda içilirdi.
Şimdilerde ise ortalama bir İngiliz aile evinde beş çayı sadece birer bisküvi, bir dilim pasta veya bir bardak sallama çay ile içiliyor. Leyla ile Mecnun dizisinin efsane karakterlerinden İsmail abi’nin de dediği gibi “Çayın sallaması mı olur ? Her şeyi salla ama çayı demle hacı” Neticede 1800’lu yıllarında Maria bacının karnının açıkmasıyla beş çayı efsanesi başlamis olur.
Henry James adlı yazarın “Hayatta bir kaç saatinizi bir beş çayına ayırdığınız vakit adeta bir şölen vaktidir” der. Zaten çayla beraber geçirdiğiniz her vakit anılmaya değerdir. Çayın olduğu yerde hayat durur. Öyle değil mi dostlar ?
H.HUSSAIN KAYA – LONDRA