Orta Doğu hakkında önemli kararlar veren siyasetçiler. İşler tam umdukları gibi gitmediğinde hemen ortaya çözüm öneriler atarlar. Saatlerce televizyon ekranlarından teröristleri “adı, itici, kötü, iğrenç, cahil, ortaçağa ait vahşiler” sözleriyle bir ülkeyi daha bombalama gerektiğini mırıldarlar. Ama gel gelelim ki tam olarak neyi bombalamayı, kimlerle işbirliği içinde bu hava saldırılarını düzenleneceği veya bu askeri saldırılardan sonra o ülkede nasıl bir etki bırakalacağı konusunda bir plan yok gibi görünüyor. Yani tam bir bulmaca.
Bu bulmacaya bir ekleme daha yapalım. Suriye’yi 2 yıl önce Beşar Esad’a karşı hava saldırısı düzenlenmesi konusunda ısrar ediliyordu. Onu “adı, itici, kötü, iğrenç, cahil, ortaçağa ait vahşi” kelimeler ile adlandırılıyordu. Esad’a karşı muhalif güçler desteklemek isteniliyordu. Bugünlerde o güçlerin bir kısmı İŞİD savaşçılarına dönüştü. Eğer iki yıl önce Suriye’ye askeri hava müdahalesi İngiliz parlementosunda evet oyu ile geçseydi o zaman o bölgede desteklenen isyancılara her halde “Size verdiğimiz silahlar var ya? Onları bir zahmet geri alabilirmiyiz? denilecekti. Eğer biz böyle sürekli taraf değiştireceksek o zaman biz bir tarafa sadık kalarak sözleşmeye dayalı çalışalım…
Sıkça İngiltere’nin düzenleyeceği hava saldırısı sivilleri öldürecek mi sorusu var. Anlaşılan öldürmeyecekmiş. Çünkü bizim bombalar duyarlı bombalarmış. Öyle ki geçtiğimiz haftalarda bir Amerikan bombası Afganistan’da Taliban’ın kontrolünde olduğu iddia edilen binayı hedef almıştı. Ama aslında şehirdeki bir hastaneyi vurmuştu. Yani Amerikan, Fransız ve Rusların hava saldırılarına rağmen bizim bombalar herhalde farklı etki gösterecek.
ORTADOĞU’DAKİ SAVAŞ 100 YILDIR DEVAM EDEN BİR HİKAYEDİR
Belki bu tip sorunlarda uzman olan eski Başbakan Tony Blair’e danışılması gerekiyor. Nasıl olsa ‘terör ile savaşı’ kuran adamdı. Şimdilerde Irak işgalinin neticelerden biri İŞİD’in kurulması olduğunu kabul ediyor. Peki adam’a sormazlar mı ? “Sana terörü bitirmen istendi. Sen ise bunun aksine bir psikoz hastası tarafından yönetilen ülkeyi birçok psikoz hastasına devrettin. Ve modern tarihinin en öldürücü terör örgütüne kurulmasına yardım ettin.”
Bu oylamayla beraber hükümet, batı’daki hükümetlerin ve orduların ortadoğu’da itibarsızlaştığını hale çözememiş. Tony Blair bizlere “Irak’da bir müdahalede bulunmamak öldürücü bir etki olur, kenardan izleyemiyeceğiz” sözleriyle beraber müdahalededen sonra bir planın olduğu ve kitle imha silahları var olduğunu söylemişti. Şimdi ise Suriye’de müdahalede bulunmamak konusunda aynı sözleri tekrarlanıyor. Başbakan David Cameron Irak savaşında yapılan hataları yapmamız gerektiğini söylüyor ama Irak savaşı bir defasına mahsus bir olay değil ki. Bu 100 yıldır devam eden bir hikayenin bir bölümüdür.
Görünen o ki bizim siyasetçilerimiz son 12 yıldır sayısız ülkeyi bombamalaktan çıkardıklar ders; Her birini daha kötü kaosa sürekleyerek ve radikacilere artan bir destek sağladıktan sonra onları rastgele bir daha bombalamak. Belki herşey o zaman düzelir. Hatta 10 yıl sonra bu olaylarla ilgili çoğu siyasetçinin şu sözleri duyacağımızı az çok tahmin edebiliyoruz “Tabi geçmişe baktığımızda Suriye’yi bombalamak tamamen bir fiyaskoydu demek kolay ama şimdi şu falan ülkeyi bombalamiz bizim açımızdan çok önemli….”
YAZI: MARK STEEL – THE INDEPENDENT