Futbolun büyüsünü yansıtan ‘F.A. Cup’in hikayesi

Dünyanın en eski futbol turnuvalarından biri olarak gösterilen İngiltere Federasyon Kupasının (FA Cup) büyüleyici bir yanı vardır. Özellikle kupanın üçüncü turunda gerçekleşen eşleşmelerde futbol tarihin akışını değiştirmiştir. Bu turda Premier Ligin büyük ağaları daha alt liglerdeki ekiplerle eşleşme olanağı sağlıyor. Kura çekiminde seri başı sistemi olmadığından büyük kulüpler köy takımları ile karşılaşabiliyor.

Federasyon Kupasının üçüncü turu nice Pendikspor-Fenerbahçe, Lüleburgazspor-Beşiktaş veya Galatasaray-1461 Trabzon gibi kimilerine göre süpriz kimilerine göre ise facia sonuçlar yaşanmıştır. Ama kupanın öyle bir özelliği var ki bir efsane teknik adamın kaderini belirlemeden tutunda ülkenin köklü bir kulübün düşüşüne kadar belirgen olmuşluğu vardır. İşte FA Cup’in büyüsünü anlatan hikayeler…

KUPADAN BİR ELENDİLER DAHA DA TOPARLANAMADILAR

2000’li yılların başında Leeds United güçlü kadrosuyla hem ligde hem Avrupa’da adından söz ettiriyordu. 2002 yılında kulübün İrlandalı tekinik adamı David O’Leary Federasyon Kupasında üçüncü lig ekiplerinden Cardiff City ile eşleşmelerine değinerek,”Kupa yürüyüşmüzü burada başlayarak burada kupa ile taçlandıracağız“ der. O dönem kupa finali Galleri’in başkenti Cardiff’in Millenium Stadında gerçekleşecekdi. Leeds ekibi kupanın favorilerinden biri olarak gösterilir. Hocada demecinde haklıdır çünkü geçen sezonu Şampiyonalr liginde yarı finalisti olarak tamamlamıştılar. Ama hocanın şom ağızlığından desek ayıp olmaz çünkü dediği gerçekleşir ama tersine olur. Nasıl mı?

leeds unitedKupanın üçüncü turunda eşleşdikleri Cardiff City güçlü rakibini 2-1 skorla mağlup ederek bir üst tura adını yazdırır. Rio Ferdinand’li, Harry Kewell’li ve Robbie Fowler gibi isimlerin yer aldığı takım kupoaya erken veda etmenin şokunu ve üzüntüsünü üstlerinden bir türlü atamazlar. Öyle ki üst üste oynadıkları dokuz karşılaşmada galibiyet yüzü göremezler. Lig sonunda Avrupaya’da erken veda ederler. Ligide beşinci sırada bitirerek Şampiyonlar ligi elemlerine katılma hakkını kaçırırlar. Bu sonucu hesaba katmayan yönetim maddi zorluklar kulüpte baş gösterir. En iyi oyuncularını satmak zorunda kalırlar. Kulüpte zorunlu kesintiye gidilir. Neticede 2004 yılında küme düşeler. O yıldan bugüne tam 11 yıldır Premeir Ligine hasretler.

TARAFTARIN VERDİĞİ GAZLA BAŞARIDAN BAŞARIYA KOŞAN TAKIM

Everton futbol kulübü 1980’li yıllara damga vurmuş bir ekipti. İki lig şampiyonluğu, bir FA Kupası ve birde Avrupa Kupa Galipler Kupası kazanmıştı. Bu kulüp tarihinin en başarılı dönemiydi. Bu zaferlerin mimarı Howard Kendall hocaydı. Ama takvim yaprakları 1984 yılını gösterdiğinde bu başarılar mumla aranıyordu. Takımın başında üçüncü yılına giren Kendall başarısız bir sezon yaşıyordu. O dönem ligde 16 sırada yer alıyordular. Lig kupasında alt lig ekiplerinden Chesterfield’i Lig Kupasında zor elemişlerdi. Taraftarlar artık sabri iyice tükenmeye başlamıştı. hocaya ve kulübe isyan bayrağını çekerek teknik adam ve başkanın kulüpden gitmesi için stada diğer taraftarlara bildiri dağıtırlar. Bildiride “30 bin taraftar haksız olamaz. O göze hoş gelen ve kazanan futbolu Goodison Park stadına geri getiren” sözleri yer alıyordu.

Howard-Kendall-368519Bu yaşanan kötü gidişat bir FA Kupasında yön değiştirecektir. Everton’nin üçüncü turda rakibi Stoke City’di. Maçtan önce teknik direktör Kendall şöyünma odasının camini açar. İçeriye sokakda kulüp lehine tezeahurat yapan taraftarların sesini öğrencilerine dinlettirir. Hoca oyuncularına döner gözlerinin içine bakarak “İşte bu sizinle yapacağım takım konuşmamdır. Bu taraftarları üzmeyin” der. Kendi sahasında rakibi 2-0 mağlup ederek tur atlamayı başarırlar. Bu maçla bearber Everton ile Howard Kendall’in kaderide değişir. O yıl federasyon kupasını kazanırlar. Taraftarlardan aldıkları gazdan sonra Everton’ı tutmak diel kolay. Adamalr bir sonraki sezon hem ligi hemde avrupa samyionluğunu göğüslerler. Kimse sezon başını kötü başladıktan sonra böyle bir mutlu sonla biteceğine ihtimal vermiyordu. Ama futbolun büyüleyici yani bu olması gerek.