Ömrü boyunca boks ringin içinde ve dışında adından söz ettiren bir savaşçıydı. Şampiyon bir boksör olarak şöhreti buldu. Ama asıl onun sosyal ve siyasi konulardaki karizması ve sorumluluğu  boks kariyerini aşarak gezegenin en ünlü isimlerinden biri haline gelmişti. Hemde bunu Amerika’da siyahi insanların basit medeni haklarından mahsur bırakıldığı bir dönemde elde etmişti.

Karşılaşmalar öncesi, sırasında ve sonrasındaki yaptığı espirili konuşmalarıyla beraber alışılmışın dışındaki tarzı onu sevilen bir halk kahramanı haline getirmişti. Zaten gücünü de halkdan alıyordu. Bu ilgiden beslenen bir sporcuydu. Boşuna ona “Halk Şampiyonu” unvanı verilmemişti.

‘Muhammad Ali’ etkisi boks ringin sınırlarını aşarak pek çok alanda etkisini gösterdi. Sosyal adalete ve siyahi insanların medeni hakları mücadelesinde göstermiş olduğu inancı ve mücadelesi ile hatırlanacaktır. O’nun azmi, yeteneği ve ince zekası spor dünyasında kimsenin fazla erişmiyeceği bir küresel cazibeye kavuşturmuştu. Bu sayede gerçek bir kültürel simgeye dönüşmüştü.  Louisville kasabasından yola çıkarak milyonlarca insana ilham kaynağı olarak gönülleri feth etmişti.

Boks kariyerindeki en büyük rakiplerinden biri olarak kabul ettiği George Foreman da efsane hakkında şu sözleri sarf ediyor “Onu gelmiş geçmiş en büyük boksör olarak görmüyorum ama hayatımda tanıştığım en muhteşem insandır” ifadelerini kullanır. İşte o muhteşem insandan bizlere geriye kendi hayat reçetesinden izler bırakır. O’na hayata gözlerini yumduğunda insanlar tarafindan nasıl hatırlamayi istersin sorusuna şu yanıtı verir….

Birkaç bardak aşk ile,
Bir yemek kaşığı sabır ile,
Bir çay kaşığı cömertlik ile,
Bir galon nezaket ile,
Bir kuart kahkaha ve
Bir tutam endişe ile beraber
Bunları iyi niyet ve mutlulukla harmanlayarak
Çok sayıda inançda ekleyerek
Bunları iyice karıştırıp
Bir ömure yaydım ve
Bu iksiri hak eden her tanıştığım kişiye ikram ettim…

YAZI: H.HUSSAIN KAYA – LONDRA