Bir imparatorluğa kafa tutan aşk hikayesi

Eminim aranızda Londra’nın klasikleşmiş otobüslerini süsleyen afişlere dikkat edeniniz olmuştur. Kafanızı çevirip şöyle bir baktığınızda, bugünlerde Londra’da bir aşk rüzgarı esiyor; A United Kingdom (Aşkın Krallığı).

25 Kasım da vizyona giren A United Kingdom tam bir İngiliz filmi olarak gelip bugünlerde hepimizi eskisi altına aldı. Bizde Londra’da böylesine kuvvetli bir etki yaratan filmi konuşalım istedik ve karşınıza aşkı uğruna devletleri bile karşı karşıya getirmiş bir çift ile çıktık; Seretse ve Ruth.

Film bizleri 1948 yılının Londra’sına götürüyor. O sıralar Londra’da eğitimine devam etmekte olan Seretse Khama, o dönem İngiltere himayesinde olan Bechuanaland, şimdiki adıyla da Botswana da doğmuş bir Afrikalı veliaht prenstir. Bir partide tanıştığı İngiliz Ruth Williams ile birbirlerinden etkilenirler ve kısa sürede evlenirler. Seretse ile Ruth güzel bir birlikteliğe yelken açmaya hazırlansa da her şey düşledikleri gibi olmayacaktır. Seretse’nin veliaht olmasının da etkisiyle, çift evlendikten sonra Afrika’ya giderler. Bu durum hem Bechuanaland halkının ileri gelenleri, hem de Güney Afrika’da ayrımcılık yönetimini sürdürenler tarafından büyük tepkiyle karşılanır. Çünkü yönetim saraylarında beyaz bir kadının yer almasına kesinlikle karşıdır. Seretse Khama’nın ise sevdiği kadından vazgeçmeye niyeti olmadığı gibi tek başına da olsa bu duruma karşı dimdik durmaya kararlıdır. Khama yönetimden feragat etmek ve hatta sürgüne gönderilmeyi göze alarak Ruth’un ve aşkının elinden tutar.askin-kralligi-3

İşin ciddileşmesi ile beraber kendi siyasi hareketlerine uygun olduğunu düşünmedikleri için Britanya Hükümeti de devreye girer ve İngiliz Milletler Topluluğu Olayları Bakanı vasıtasıyla Seretse Khama ile görüşür. O dönem kendi çıkarları ve ülke politikası gereği Afrika kıtasının bu madenleri bakımından çok zengin ülkesini gözden çıkarmayı göze alamayan Britanya Hükümeti, Seretse Khama’ya aşkından vazgeçmesi karşılığında İngiltere’de yaşama hakkı ve her yıl vergisiz 1.100 pound vermeyi teklif eder. Bu görüşmenin de sonuçsuz kalması ile birlikte ikilinin aşkına leke sürmek adına her yol denenir.

Ve sonunda Seretse Khama ülkenin baskıları sonucu himaye bölgesi olan Bechuanaland’dan kovulur. Ancak daha sonra 1956 yılında Khama’nın tüm haklarından feragat ettiğini açıklaması üzerine ülkeye geri dönmesine izin verilir. Ülkesine geri dönen Khama 1960 yılında gerçekleşen anayasa değişikliğini fırsat bilerek vekil olarak mecliste yer alır ve hemen ardından Bechuanaland Demokratik Partisini kurar. Khama yeni partisi ile girdiği 1965 seçimlerinden başarıyla çıkar ve çiftin verdiği savaş, hem aşklarına hem de uluslarına özgürlüğü kazandırır. Nihayet Seretse Khama 30 Eylül 1966 yılında Botswana’nın ilk devlet başkanı olarak görevine başlar.

Hemen ardından da Britanya Kraliçesi 2.Elizabeth’in Seretse Khama’ya soyluluk ünvanı vermesiyle Sir unvanını alır.

Günümüzde ise oğlu Ian Khama Botswana hükümetinin 4.devlet başkanı olarak görevini sürdürmektedir. Böylece Botswana hükümeti bağımsızlığını kazandığı günden beri Afrika kıtasının en romantik hikayelerinden birine sahip ülke olarak tarihte ki yerini alır.

YAZI: BURHAN GÜLBAY – LONDRA